istersen unutalım şimdi, bu parkın patikası nereye çıkar nereye çıkar ömrümüzün tamamlanamayan yolları, unutalım ağabey, senin davan tükenmez kalemle bile yazılmaz!
abla, senin ellerin sımsıcak, hangi ülkeden geliyorsun? istersen unutalım şimdi, istersen bütün ömrümüzü
o bir köşede duran yazılar var ya, ilk emeklemen, ilk sevincin onları da, yağmurla ıssızlaşan sokakları, onları da
boğazında düğümlenen sözlerin tanıkları var ya
onları da unutalım, utanarak, arsızlaşarak
kalbimizdeki, her türlü imaya nazar, aşkları anımsayarak
unutalım şimdi yüzümüzdeki kırışıkları
saçlarımızdaki akları, bir şeyleri ulayan cenazeleri
“hiç parketmez yasim on dokiz, faşa da mapyaydı, krapatinden tuttuğum gibi koydim iskele basinde kapayi”
diyen serserileri, unutalım şimdi
unutmak iyidir utanamamaktan, unutma utanmaktan
senin kanatlarına çarpan uzay mekiği, benim ahşamı kanatan bu yüzyıl, artık bir atlastan bir atlasa uçamazsın göz kararı ben bu göğün altında yitirdim iyi huylu düşleri, ruhumu kursağımı bölüştüm seninle, alın yazımı,
istersen unutalım ardımızda kalsın kuş ve insan ölümleri
Ali Aydemir
Ölü Kayalar Mezarlığı