kar öncesi her sokak yalnızdır üç-beş pencere kirli camlar kelebeklerin içlerine sığmayan ölümlere yaslanır
sınanmaya hazır gece büsbütün ortasındadır rüzgarın ağaçların suya ayırdığı oyuklara birikir hüzün
bu bir döngü
bedenim içerde yalnız
dışarıda telaş içinde
döngünün ortasındaki acemi çocuk na sesiyle kırılmaz gece
daracık sokak kedilerinin parkları ayarttığı yerde upuzun serildi gözlerim gülüp geçtim
bir daha rastlamadım kendime 36
sevilemeyecek kadar yaşlıyım
sonumu kirletebilirim
astımlı gülüşler uğurlar beni çocukluğuma ağılayan kadına
bir elimde ayyaşlık
bir elimde eksilen z, y, n, p
tırnağımı suçladığım için kestim bir daha çıkarmayacağım “meymenet sokağına körleri” sevmek gelmiyor içimden
her şeye yaban diyebilirim
beklediğim rüzgara bile
ama siz teninize yaban diyebilir misiniz tren camına sığınan sevince aşk
kaç pencereden
kaç pencereden aynı düşleri göremez kimse
pedalı kırık bisiklet sesine konuk oluyor çocukluğum gözümü boyuyor
suskun ağzımdaki gölge kar bekliyor inatla
ışık geçmiş günler için sıvazlıyor omzumu
zamanı değil
bilinci işgal etmenin akacak kadar derinleşmedi henüz tarihin yarası
aynaya çevirdiğim yüzümü yarım çiziyor her yüzyıl
Ali Aydemir
Ölü Kayalar Mezarlığı