I
bir dağ nedir bir oğul mu yoksa
iki cinayet arası tanrısını buldum dağın
it ürümez patikaları kıvrımlı
rivayet muska akacı zamanı suyla yordu suyu aşkla kargılanan zar
uzak nerden bilinmez ocak’ ı ağdı
dilim kök vermeseydi çingotuna
habersiz yeni bir günde demezdim
sırra kadem basan o çocuklar biraz dağlar
biraz kavgaya dönmesem kara hayalet dünden bugüne hasetlik etmese şiire demezdim iz sürücülerimin vaşak olduklarını oğlu arayan doğuyum, efsunlu sefir, ölüyüm hem kim diri kim hüzünlere bel
çatı katları intiharsız ne kadar çatı anladığım yok uzun zaman oldu
din kitaplarında ağrıyan dağı ben dolaştım o çocukları hep sevdim
kim dünyaya gelmek için doğar ki
kapının kirli kolu 70
yukarı
aşağı
II
külün burktuğu sırrı çürürken gördüm
bir dağın uzaklarına hangi mevsim sığınırsa cesetler o zaman gördüm tanrıyla oğlu
ölü sulara dayadım alnımı
berrak bir suyu ılıttı öfkem
bir soru vardı gözümde elimde bir bıçak
ben miydim bu dağların kengeli
ya nasıl bir şeydir
bir dağa fecrikazip görünmek
tuz yanıyor derimden bir oğul atıyor, büyüyorum geçilen dar yollar evlerin ihtiyari gölgelerinden habersiz, şimdi hangi gök fısıldar
bir sonraki ölüler kentini
hangi ağaç yalınayak bulur gölgemi, bulsun muydu bendim o dağların soyuna karışan yabani
ateşe süt sağan benekli ot
kim ne derse desin
suyun itirafını duydum suyu taşladım kızlarında oğul olmuşluğu vardır
Ali Aydemir
Ölü Kayalar Mezarlığı